14 Nisan 2013 Pazar

SBS kaldırılacak mı ?


“Eğitimcilerin kafasını allak bullak eden ve neredeyse ‘ne yaptığını bilmeyen’ bir duruma gelen MEB, en azından mevcut iyi şeylere zarar vermesin.”
SBS’nin kaldırılıp kaldırılmayacağı, kaldırılacaksa ne zaman kaldırılacağı, yerine ne geleceği, hangi tip okullara ne şekilde öğrenci alınacağı soruları hala cevapsız şekilde ortada duruyor.
Peki, SBS gerçekten kaldırılmalı mı? Daha doğrusu ‘SBS kaldırılacak.’ Sözü neden ve nereden çıktı? Öğrencileri küçük yaşta sınav cenderesinden kurtarmayı amaçlayan ve dershane ihtiyacını ortadan kaldırmayı hedefleyen bir düşünce alt yapısıyla SBS’nin kaldırılması gündeme geldi.
Bu konu derhal netleşmeli ve insanların geleceğe bakışları belirsizlikten kurtarılmalıdır. Çünkü;
1- Mevcut SBS sistemi kimsenin itiraz etmediği, adil, tarafsız ve olabilenin en iyisidir.
2- Söylenenlere bakılırsa il sınırları dahilinde ve kurumsal bazda sınav yapılması gündemde ki bu arzu edildiği gibi dershane ihtiyacını ortadan kaldırmaz bilakis daha da körükler.
3- Öğrencileri il sınırlarına hapsetmek kesinlikle adaletten uzak bir anlayıştır. Zaten mevcut durumda ailesinin bulunduğu il dışında eğitim gören lise öğrencisi toplam %3 civarındadır ki bu çocuklar emsallerine göre başarılı ve ülkemizin geleceğinde söz sahibi olabilecek vasıflara sahip öğrencilerdir. Bu öğrencilerin önünün tıkanmaması gerekir. Şırnak’taki bir öğrenciyi Şırnak’a; Artvin’deki bir öğrenciyi Artvin’e hapsetmek büyük adaletsizlik olur. Hakkari’deki başarılı bir öğrencinin Ankara Fen Lisesinde eğitim görme imkan ve fırsatını elinden almamak gerekir.
4- Okulları herhangi bir devlet kurumu olarak görmek hiç kimse kusura bakmasın- eğitimden zerre kadar anlamayan ve okulları tanımayan bir üst yönetimin çarpık bakışıdır. Okullar kimliği, kültürü, birikimi olan canlı organizmalardır. Oluşmuş bir okul kültürünü birden bire ortadan kaldırmak büyük bir yıkım olacaktır.
5- Şunu açık olarak ifade etmek lazımdır ki Milli Eğitimin çok önemli kurumsal yapılarıyla ilgili; bu kadar pervasız, alt yapısız, bilinçsiz ve acele kararlar almak ancak muz cumhuriyetlerinde olur. Milli Eğitim Bakanlığı deneme tahtası değildir. Her hafta mevzuatı değişen, sürekli okul türü ve yapısı değişen bir Bakanlıktan süreklilik ve verimlilik beklemek büyük bir hayaldir.
Eğitimcilere danışmadan bir gecede yönetmelik çıkarıp öğrenci kıyafetini serbest bırakan ve birkaç ay sonra ‘bu yanlış olabilir, tekrar tek tip kıyafete geçebiliriz’ diyebilen bir yönetim anlayışı bizi nereye götürüyor?
Metin Koçer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder