7 Ağustos 2013 Çarşamba

MEB'DEN DEV PROJELER!

Milli Eğitim Bakanlığı tam bir proje enflasyonu yaşıyor.

Fatih Projesi, Türkiye Okuyor Projesi, Ana-Kız Okuldayız Projesi, Mavi Bayrak Projesi, Yeşil Okul Projesi, Pembe Sınıf Projesi, Yazarlarla Buluşma Projesi, Gezici Kütüphane Projesi, Okullar Hayat Olsun Projesi, Camide Buluşma Projesi, Veli Ziyaretleri Projesi, Serviste Okuyorum Projesi, Uçuyorum Projesi, Kaçıyorum Projesi, Proje Hazırlama Projesi, Projem Olur Musun Projesi…
Proje kelimesi TDK sözlüğünde şu şekilde tarif edilmiş: “Değişik alanlarda önceden plan ve programa alınmış, maliyeti hesaplanmış, kurum ve kuruluşların yönetim organları tarafından onaylanmış, kısa ve uzun vadeye bağlanarak özel kurum veya devlet adına gerçekleştirilmesi kabul edilmiş bilimsel çalışma tasarısı.”

Hazırlanan bunca renkli ve cıvıl cıvıl proje gerçekten işe yarıyor mu peki?


652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Millî Eğitim Bakanlığının görevleri arasında şu ifadeler vardır:

Okul öncesi, ilk ve orta öğretim çağındaki öğrencileri bedenî, zihnî, ahlakî, manevî, sosyal ve kültürel nitelikler yönünden geliştiren ve insan haklarına dayalı toplum yapısının ve küresel düzeyde rekabet gücüne sahip ekonomik sistemin gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatarak geleceğe hazırlayan eğitim ve öğretim programlarını tasarlamak, uygulamak, güncellemek; öğretmen ve öğrencilerin eğitim ve öğretim hizmetlerini bu çerçevede yürütmek ve denetlemek.”

Bu kadar önemli amaçları gerçekleştirmek ve yürütmek başlı başına çok büyük bir projedir aslında. ‘Öğretmen ve öğrencilerin eğitim ve öğretim hizmetlerini bu çerçevede yürütmek ve denetlemek’ İşte koskoca bakanlık dönüp dolaşıp işi buraya bağlıyor. Milyon tane proje, ciltler dolusu yayın, saatlerce sarf edilen sözler hep öğretmen ve öğrencide buluşuyor. ‘Eğitim öğretim hizmetlerini yürütmek ve denetlemek!
MEB eğitim öğretim hizmetlerini nasıl yürütecek? Gayet tabi ki öğretmen aracılığıyla. Bakan’dan tutun tüm bürokratlar, merkez ve taşra teşkilatı işin hep tali yönleridir. Tüm iş dört duvar arasında verilen eğitimdir.

Dolayısıyla MEB’in en önemli –belki tek önemli- projesi derse kadrolu öğretmen sokmaktır. Hiç kendimizi kandırmayalım ücretli öğretmen denetlenmez. Sıkışırsa dilekçe veriri bırakır.
Bu iş şuna benzer: Çok iddialı bir lokanta açıyorsunuz. Bina muhteşem, tanıtımlar üst düzey, her şey düşünülmüş ve lüks. Garsonlar jilet gibi, sunumlar, ilgi her şey dört dörtlük amma ahçınız yok! Kasaba yemek yaptırıyorsunuz!

Derslere ücretli öğretmen sokmak tam olarak böyle bir şeydir.

Makyaj niteliğindeki ve çoğu, zaman kaybından ibaret olan projecikleri bir kenara bırakıp ‘Dev Projeler’ hayata geçirilmelidir:
BİR: Öğretmen ihtiyacı kadar kadrolu öğretmen atama projesi

İKİ: Kesinlikle geçici görev yapmama projesi

ÜÇ: Zaten yürütülmekte olan PYS’yi (Performans Yönetim Sistemi) hukuki alt yapıya oturtarak hayata geçirme ve çalışanla çalışmayanı ayırt etme projesi!

Metin KOÇER
metinkocer06@gmail.com
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder