Fatih Projesi, Türkiye Okuyor Projesi, Ana-Kız Okuldayız
Projesi, Mavi Bayrak Projesi, Yeşil Okul Projesi, Pembe Sınıf Projesi,
Yazarlarla Buluşma Projesi, Gezici Kütüphane Projesi, Okullar Hayat Olsun
Projesi, Camide Buluşma Projesi, Veli Ziyaretleri Projesi, Serviste Okuyorum
Projesi, Uçuyorum Projesi, Kaçıyorum Projesi, Proje Hazırlama Projesi, Projem
Olur Musun Projesi…
Proje kelimesi TDK sözlüğünde şu şekilde tarif edilmiş: “Değişik
alanlarda önceden plan ve programa alınmış, maliyeti hesaplanmış, kurum ve
kuruluşların yönetim organları tarafından onaylanmış, kısa ve uzun vadeye
bağlanarak özel kurum veya devlet adına gerçekleştirilmesi kabul edilmiş
bilimsel çalışma tasarısı.”Hazırlanan bunca renkli ve cıvıl cıvıl proje gerçekten işe yarıyor mu peki?
…
652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Millî Eğitim Bakanlığının görevleri arasında şu ifadeler vardır:
“Okul öncesi, ilk ve orta öğretim çağındaki öğrencileri bedenî, zihnî, ahlakî, manevî, sosyal ve kültürel nitelikler yönünden geliştiren ve insan haklarına dayalı toplum yapısının ve küresel düzeyde rekabet gücüne sahip ekonomik sistemin gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatarak geleceğe hazırlayan eğitim ve öğretim programlarını tasarlamak, uygulamak, güncellemek; öğretmen ve öğrencilerin eğitim ve öğretim hizmetlerini bu çerçevede yürütmek ve denetlemek.”
Bu kadar önemli amaçları gerçekleştirmek ve yürütmek başlı başına
çok büyük bir projedir aslında. ‘Öğretmen ve öğrencilerin eğitim ve öğretim
hizmetlerini bu çerçevede yürütmek ve denetlemek’ İşte koskoca bakanlık dönüp
dolaşıp işi buraya bağlıyor. Milyon tane proje, ciltler dolusu yayın, saatlerce
sarf edilen sözler hep öğretmen ve öğrencide buluşuyor. ‘Eğitim öğretim
hizmetlerini yürütmek ve denetlemek!’
MEB eğitim öğretim hizmetlerini nasıl yürütecek? Gayet tabi
ki öğretmen aracılığıyla. Bakan’dan tutun tüm bürokratlar, merkez ve taşra
teşkilatı işin hep tali yönleridir. Tüm iş dört duvar arasında verilen
eğitimdir.
Dolayısıyla MEB’in en önemli –belki tek önemli- projesi
derse kadrolu öğretmen sokmaktır. Hiç kendimizi kandırmayalım ücretli öğretmen
denetlenmez. Sıkışırsa dilekçe veriri bırakır.
Bu iş şuna benzer: Çok iddialı bir lokanta açıyorsunuz. Bina
muhteşem, tanıtımlar üst düzey, her şey düşünülmüş ve lüks. Garsonlar jilet
gibi, sunumlar, ilgi her şey dört dörtlük amma ahçınız yok! Kasaba yemek
yaptırıyorsunuz!
Derslere ücretli öğretmen sokmak tam olarak böyle bir
şeydir.
Makyaj niteliğindeki ve çoğu, zaman kaybından ibaret olan
projecikleri bir kenara bırakıp ‘Dev Projeler’ hayata geçirilmelidir:
BİR: Öğretmen ihtiyacı kadar kadrolu öğretmen atama projesiİKİ: Kesinlikle geçici görev yapmama projesi
ÜÇ: Zaten yürütülmekte olan PYS’yi (Performans Yönetim Sistemi) hukuki alt yapıya oturtarak hayata geçirme ve çalışanla çalışmayanı ayırt etme projesi!
metinkocer06@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder