18 Temmuz 2013 Perşembe

#direnMEBbaşaracaksın!

04.07.2013 tarihinde Millî Eğitim Bakanlığı Taşra Teşkilatı Yöneticilerinin Yer Değiştirme Suretiyle Atanmaları Hakkında Yönetmelik yayınlandı ve bu yönetmeliğe göre taşra yöneticilerinin yer değiştirme işlemi 31 Ağustos 2013tarihinde tamamlanmak zorunda.

Bakanlıktan edindiğimiz bilgilere göre kılavuz hazırlandı ve yayınlanması için talimat bekleniyor. Bakanlık üst yönetimi ne bekliyor? Kılavuz neden yayınlanmıyor? Hayır işi uzatırsanız şer olur.

İnanın bu konuda daha ne yazılır bilemiyorum! Kaldı ki bu konuda neden yazılma gereği duyulsun o da ayrı bir husus. Çıkarırsın yönetmeliğini uygularsın olur biter. Kılavuz hazır olduğu halde neden yayınlanmıyor sorusunu beraberce zorlayalım:

a-      Bizim duyumlarımız yanlıştır, kılavuzun hazırlanma işi henüz tamamlanmamıştır, modül işlemi zaman almıştır. Olabilir mi? Ne yalan söyleyelim olabilir. Bakanlık son dönemlerde bu tür işleri kazmayla taş söker gibi yürütüyor. Ancak yine de bu işin yeni olmaması, yönetmeliğin hazırlanmasının bile aylar alması, bu aşamada kılavuzun hazırlıklarının da yapılması gerektiği, zamanın önemi nedenleriyle Bakanlığın bu işi sıkı tutması gereğinden dolayı bu ihtimali ben zayıf görüyorum

b-      Kılavuz hazırdır ama Bakanlık tepki ölçmek için işi geciktiriyor olabilir. İhtimal vermek istemiyorum. İki yıldır tartışılan, birçok ortamda dillendirilen, Sayın Avcı ve Sayın Tekin tarafından birçok ortamda sözlü olarak da ifade edilen, yöneticilerin çoğunluğunun desteklediği, adil yer değişikliğinin hem kişiler hem de kurumlar açısından çok isabetli olacağı konusunda ciddi bir mutabakat sağlandığı bir yönetmelik konusunda hala tereddütlerin olması özür dilerim ama ciddiyetsizliğin ötesinde saçmalığın daniskası olur.

c-       Kılavuzun yayınlanmaması konusunda bazı yöneticilerin ve siyasilerin baskısı sürüyordur. Bunun böyle olduğu biliniyordu ve biliniyor zaten. İki yıldır bu yönetmelik neden çıkmadı sanıyorsunuz? Altta kalanın canı çıksın anlayışındaki büyük il ve ilçe yöneticilerinin böyle bir baskı oluşturuyor olması aslında doğaldır. Beklenen şey Milli Eğitim Bakanlığının bu baskılara boyun eğmeden doğru olanı yapmasıdır. Büyük doğumlar sancılı olur. Hiç kaçarı göçeri yok bu doğum gerçekleşecek. Doğumun suyu yönetmelikle geldi, çocuğun kafası göründü. Bu normal doğum engellenirse annenin sağlığı zarar görür. Anneyi kurtarmak için sezaryen uygulamak gerekir!

Şu an görünen aslında tam bir halat çekme yarışı. Halatın bir ucundan küçük il ve ilçelere mahkum edilmeye çalışılan sahipsiz yöneticiler, diğer ucundan yağlı ballı yerleri bırakmak istemeyen ‘vazgeçilmez’ yöneticiler çekiyor.

İnanın akıl alır gibi değil. 2 yıl önce KHK ile rotasyonu yasalaştır, yönetmeliği çıkar ve hala dirençle karşılaş. Bu yönetmeliğin uygulanması aslında MEB’in onur meselesi haline gelmiştir. MEB kendi çıkardığı yönetmeliğin arkasında duramaz ve baskı gruplarına boyun eğerse tüm inandırıcılığını kaybeder.

Bir çift sözüm de bu yönetmeliğin uygulanmasını dört gözle beklediği halde köşesine çekilip pısan ve ne olacağını merakla bekleyen taşra yöneticilerine. Neyden korkuyorsunuz sayın yöneticiler. Biz burada kimseye hakaret etmiyoruz, kimseyi hedef almıyoruz, suç işlemiyoruz, sadece hak olan bir hususu dile getiriyoruz. Bizim yazdığımız bu yazıları okumaktan bile korkan bir grubun olduğunu biliyoruz. Şu mu deniyor: ‘Bizim bu görevlere gelmemiz de siyasi kanallarla oldu, o yüzden sivrilmeyelim, bu görev de elimizden alınmasın.’ Ben de derim ki: Bu göreve gelen yönetici şartları taşıdığı için gelmiştir. Kendisine yardımcı olan herkese teşekkür etmelidir ama sürekli kendisini borçlu hissetmelidir. Taşra eğitim yöneticileri teknik bir görev yapıyorlar ve bu görevleri kendisi yapmasa yine kendi şartlarında başka bir arkadaşı yapacaktı. Üstelik biz siyasi iradeyle mücadele edelim demiyoruz. Siyasi iradeyle hele de iktidardaki siyasi iradeyle mücadele içerisine girmek bir yönetici için en hafif ifadeyle ahmaklık olur. Ancak kendi hakları ve inandıkları için doğru bildiklerini ifade etmek de görevine ve kendisine saygısı gereğidir.

Daha önceki yazımda rotasyonu taşra yöneticilerinin %77’sinin desteklediğini yazmıştım. Hadi diyelim böyle olmasın. Bakanlık yöneticilerin keyfine göre mi hareket edecek yoksa kurumun menfaatine mi?  İşte size bilimsel bir araştırmanın sonuç bölümünün son paragrafı:
 “Gerçekten de anlatılan olumsuz yönlerinin yanında rotasyon, bir kurum politikası olmalıdır. Yapılan anket sonucu da değerlendirildiğinde, çalışanların yaptıkları işlerden sıkılmalarının rotasyon isteklerini arttırdığı görülmüştür. Sıkıntının yarattığı stres bireyi hem kişisel hem de toplumsal anlamda etkilemektedir. Bireyin işinde yaşadığı olumsuzluklar, sıkıntı, ekonomik krizin yarattığı i şe bağlılık duygusu yaşanan stresi körüklemektedir. İşte bu noktada uygulanacak en uygun İnsan Kaynakları Yönetimi politikası bireyi hayata döndürecek, yaptığı işten zevk almasına yol açacak, böylece kurum da olası bir zararı engellemiş olacaktır. Yani iktisatçıların dediği gibi bir “görünmez el mekanizması” devreye girecektir. Herkes kendi mutluluğu-çıkarı için bir şey yaparsa, sonuçta tüm toplum-kurum mutlu hale gelecek; genel bir motivasyon sağlanmış olacaktır.
İnsan Kaynakları Yönetimi Uygulamaları: Rotasyon Gerekli mi?- Seher Tuğba Kerman Ankara 2004

Metin KOÇER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder