İller arası yer değiştirme görüldü ki birçok batı ilinde
sınıf öğretmeni açığı ya hiç yok ya da çok az. Kısa süre sonra özür grubu
atamaları yapılacak ve bilindiği gibi MEB, Ömer Dinçer döneminde ‘il emri’ uygulamasını
kaldırmıştı. Dolayısıyla özür atamalarında ‘il emri’ yeniden getirilmezse çok
büyük mağduriyetlerin yaşanacağı şimdiden belli. Eşi asker, polis, hakim-savcı,
doktor olan birçok öğretmen aile bütünlüğünün bozulması tehlikesiyle karşı
karşıya durumdalar. Bilindiği gibi öğretmen eşler aynı anda başvurmadan ve her
ikisinin de tayini çıkmadan özür grubuyla yer değiştiremiyorlar. Bunun yanında
batıdaki ya da başka bir ildeki bir öğretmenle evlenen öğretmen de oraya
gidemeyecek ve batıdaki onun yanına gelecek, buna belki evet denilebilir. Ama
örneğin bir ay sonra zorunlu yer değiştirmeyle binlerce taşra yöneticisi yer
değiştirecek, onların eşleri kendilerinin gidecekleri yerlere gidemeyecekler. ‘Madem
eşin gidemiyor sen eşinin yanında kal.’ denilebilecek midir?
İl emrini suiistimal edenler de olmuştur belki geçmişte ama
bunu iyi değerlendirmeden bütün bütün kaldırmak aslında bir yönüyle Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığını da rahatsız etmelidir.
Peki, il emri gerçekleştiğinde nasıl bir sonuç çıkıyor ortaya?
Sanıldığı gibi öğretmenler gidip boş boş oturuyorlar mı? İş öyle sanıldığı gibi
değil:
1-
Bakanlık toplam ders saatinin kaçının askere
giden öğretmenler den dolayı ücret karşılığı öğretmenlerle doldurduğunu
araştırmalıdır.
2-
Bir ildeki toplam ders yükünün ne kadarı doğum
iznine ayrılan öğretmenlerden dolayı aynı şekilde ücretli öğretmenlere havale
edilmektedir?
3-
Yeni açılan kurumlardaki ihtiyaçlar,
yöneticiliğe geçen öğretmenlerin boşalttıkları yerler, yurtdışına giden öğretmenler, hastalık veya
vefat nedeniyle boşalan yerler, ARGE ve diğer komisyonlarda (Kitap yazma vb)
görevli öğretmenlerin boşalttığı görevler hep birlikte düşünüldüğünde birçok
dersin ücretli öğretmenlerle doldurulduğu görülecektir.
Dolayısıyla il emriyle atanan öğretmen öyle sanıldığı gibi
boş oturamaz. İyi bir planlamayla her öğretmen derse kesinlikle girer. Kaldı ki
özellikle sınıf öğretmenlerinin yaşadığı bu mağduriyet Bakanlık uygulamaları nedeniyle ortaya
çıkmıştır. Madem Bakanlık politikaları nedeniyle böyle bir mağduriyet ortaya
çıkmıştır bu konuda adım atması gereken taraf Bakanlıktır.
Ayrıca eş durumundan il emri isteğinin reddinin yargı tarafından iptal örneği de vardır. (Tıklayınız) En temel hak olan aile bütünlüğünün korunması konusunda Bakanlık inatlaşmaya gitmemelidir.
Sayın Yusuf Tekin göreve gelirken ‘Bakanlıktaki
memnuniyetsizlikleri kısa sürede gidereceğim.’ Sözünü vermişti. Sayın Tekin’in
mesai arkadaşlarıyla bu konuyu yeniden değerlendireceğini ve il emri
uygulamasının yeniden getirilmesi konusunda çalışma yapacağına inanıyorum.
Metin KOÇER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder